ladesim lades olsun, türkiye çöl olmadan..

Wednesday, March 28, 2007

Israr

Uykulu olmak mı uykusuzluk çekmek mi? Ha ne dersin buna?
Uykulu olan kişi uyumuşta uyanmış gibi de, uykusuzluk çeken sanki hiç uyumamış insomniac olmuş kişi gibi gibi, aman ne bileyim.. Bana ne be?

Ama bu konuda en bilgili kişi sizsiniz dediler, ben buna inandım da geldim. Olmazsa ne yapsak?
Ben biraz daha emin cevaplarla anlatayım. Uykusuzluk çeken kayışı koparmıştır. Uykulu olan miskindir. Şirinedir mesela.

Zor durumumu görerek cevaplıyorsunuz sorularımı, bu kabul edilemez.. Tamam bırak bırak..
Olm valla en bilgili benim bu konuda, ya zaten bi konuda uzmanlaşamamışım. İlk defa böyle bi fırsat gelmiş, o-hooo--ooo.. Yaptığını beğendin mi? Bak alt dudağım düştü yine, sarkıttım dudağı bak..

Hay ben böyle dergi istihbaratın taa..
Ya uzatma işte, sor sen..

Ben sizi bu konuda bilgili sanarak geldim. Büyük hayal kırıklığı yaşadım. Olmaz soramam..
Sorsana bikaç soru, anlatırım ben sana..

Ben bilgili sanarak geldim bugün sizin yanınıza, ama bakıyorum konuyla hiç ilginiz yok.
Ben kendime güveniyorum bu konuda, sor sen.. Valla bak..

Son olarak, ben yanlış geldim sanırım. Sizi bu konuda uzman görüp geldim. Ama bakıyorum hiç alakanız yokmuş mevzuyla, yazık yazık..
Sor sen sor..

Labels:

Tembih

Alt komşumuz artık bir zebra.
Üst komşumuz çoktan beridir kobra.
Yan komşumuz 2 gündür Zehra.
Çapraz komşumuz 73 yıldır Kurukahveci Mehmet Efendidir.

Saygılarımla.

V.K.

Tuesday, March 27, 2007

İyimser

Orta sınıf mahkumiyeti diye açıklanmaya çalışılan bir şey var. Heyecansız ve düzenli bir hayat, etiketleri.. Bordroya mahkum yaşayan, kazancı ne olursa olsun risk alıp kendi işini kurmayacak, iyi eğitimli Bach dinleyicileri.. Bir diğer tanım görmek isterseniz Nick Hornby'nin kitabına bakın. (İYİ DE NASIL?)

Modern toplumlarda bu sınıfın kuvvetli olması arzu edilir. Pek önemlidir değişime ayak uydurabilecek tipte insanlar yetiştirmek. Ancak toplumları tersyüz etsin diye beklenen bu sınıfın hayatı, düzenli iş- düzenli seks- düzenli rejim- düzenli gelir ve düzenli eğlenceden öteye gitmez.

Çıldırabilme potansiyeli zayıf olan sınıfın bir üyesi olmaktan dolayı huzursuzluk duyuyorum. Ancak hayatlarını farklı bir yönde şekillendirme konusunda iddaalı olanlar bana oradan el sallıyorlar. Şimdi gidip onlara katılmama lazım.

çüs..

Sunday, March 25, 2007

Efor

Yokuş konusunda yeni yaklaşımlar..

İnmek mi zor çıkmak mı? Yokuşu yani..
Ben çıkarken zorlanmıyorum. İnsanların yanıldığı bir nokta var. Çıkarken evet fiziki olarak kişi zorlanabilir, ancak durabilme yetisine her zaman sahiptir çıkarken. İnerken istediğiniz zaman duramıyorsunuz. Bu bazı insanlar için korkunç bir deneyim olabiliyor.

İnerken siz durabiliyor musunuz?
Ben dururum, ben Himalayalara çıktım. Orada da durdum. Durumum bu, dururum.

Yapılan sikindirik araştırmalara göre, insanların yokuş çıkarken bir şeyi başarma duygusunu yaşadıkları, bunun aksine inerken aynı başarı duygusuna ulaşamadıklarını ortaya çıkarmış.
Saptayanları kutlarım. Ben yokuşu bütün olarak seviyorum. İnerken ayrı mutluyum, çıkarken de domuz gibiyim afedersiniz. Siz ulusal bir gazetesiniz, sizin gazeteniz yokuşta mı?

Babıali demek istiyorsunuz, ancak artık bütün büyük gazeteler Güneşli civarında.
Güneşli sevimsiz ve soğuk bir yer. Yokuşlarının da olmadığını biliyorum.

Neden yokuşları bu kadar önemsiyorsunuz?
Çok güzel bir soru, zaten bu soruyu soracağınızı biliyordum. Cevabı basit, yokuş hayat gibidir. İnişler ve çıkışlar vardır. İnerken çıkacağını bilen, çıkarken ineceğini de bileceği için dumurdur biraz. Mazallah tehlikelidir de, iniyoruz madem niye çıkıyoruz diyebilir. Tehlikeli sular..

Son olarak yokuşta tokuşanlarla, karanlıkta koşanların ortak sosyal sorumluluk projesi için ne dersiniz?
Bu projelere destek verilmeli; daha çok tokuşmak gerekir. Biz daha yokuşçulukta çok geriyiz. Tesis yok, büyük holding patronlarına buradan daha çok yokuş için çağrı da bulunuyorum. Bunlar desteklenmeli.. Güzel bir gençlik var gümbür gümbür geliyor.

Ulusa Sesleniş

Değerli Blogçular;

Şimdi burada yeni bir blog yazıyor olacağım. Hepinize mutlu ve kutlu olsun..
Bugün bu ülkede yaşayan her bir fert farkında olmadan zor bir sınavdan geçiyor.
Nedir bu sınav?
Söylemiyorum bu sınavın ne olduğunu.
Ama şunu iyi bilin, yüzümüzün akıyla çıkmamız gerek bu sınavdan.
Hayat bir oyun diyorlar. Hayat bir sınav diyorlar.
Doğrudur, inanırım. Ancak;
Çocuklarımız süt içmiyor. Yatmadan önce dişlerini fırçalamıyor ve iyi geceler öpücüğü konusunda kararsızlar. Hemen zıbarıp yatma derdinde veletler.
Çocuklarımıza, gerektiği gibi terbiye vermiyoruz.
Eğitim sistemini siz, sindirim sistemi mi sandınız?
Sindirebildiğine geğiren, sindiremediğini önce öğütmeye çalışıp, daha sonra oniki parmağa yollayayım da, çaresine o baksın diyen, dedirten?
Hayır sevgili dostlar, hayır.. Çocuklarımız yarışatı değildir..
Onlar denizatıdır. Bir denizatı kadar süperdirler.
Hayatları sınav olmuş bu zihniyet için böyle bir girişi uygun gördüm.
İşte bu insanlardır ki; hemen her dakika bir sınav diye diye bize hayatı zehir ediyorlar.
EŞŞEKOĞLUEŞŞEKLER!!

Değerli Eşşekoğlueşşekler!
Lütfen bizim yaşama alanlarımızı daraltmayın.
EŞŞEKLİĞİN LÜZUMU YOK!
Hayvanlar! İtsiniz hepiniz. Biraz rahat olun lan, lütfen olm..
Hayat çok güzel inanın bana, hırsın alemi yok, kazan kazan nereye kadar lan?
HAYVANLAR!!!
Ben bu kadar laf ettim, eğer yine de anlamıyorsanız;
EŞŞEĞİNTORUNUEŞŞEKLERSİNİZ!!

Hadi dağılın şimdi, nankörler..

Friday, March 23, 2007

Kişisel

Titiz bir insan mısınız?
Ruh halime göre değişirim. Yerine göre davranmayı seviyorum. Bu yerine göreliğin çok muğlak bir yanı var. O yüzden sağım solum belli olmaz. Titiz bir insan gibi görünmek hoşuma gidiyor. ama değilim. Neyse bilmiyorum yani..

Çok iyi anlattınız, maşallah.. Peki kıskanç mısınız desem?
Hınzır seni derim.. Kıskancım, hem de pek çok.. Bu konuda değişmem, desinler yine değişemem..

Huzuru paraya değişir misiniz? Gayrimenkul aşkı öldürür mü? Aşkı nasıl özetlersiniz? Çöp var mı? Varsa alayım mı?

Ne dedim demin? Desinler değişemem. Çöpü biz erdik kapıcıya, sağolun..

Son olarak kırıldığınız birileri var mı?
Hayat üç günlük bir operet. Hangi perde de ne oynanacak karar veremiyorsun. Bunlar olurken karşına birileri çıkıyor, yakın temasa giriyorsun. E insansın tabi, sıpa değilsin.. İnsanlık öldü mü?

görenler?

Temmuz ayını yaşadığım şu günlerde eve bir adet kuğu aldım. Kuğunun içini çıkartıp, kumbara haline getirdim. İçine para değil, kayısı attığım kuğunun üzülmesine dayanamayarak, ona bir cenaze töreni düzenledim. Bubir jübileydi de aynı zamanda..

Evimden tasfiye ettiğim kuğuyu özledim ağustos ayını yaşadığım şu günlerde. Ona bir karşılama töreni düzenlemek istiyorum.

Kuğumu görenler lütfen kuğulu parkı arasınlar.

Filkete

Taksim mi Kadıköy mü?
Taksim.

Kadıköy'e ulaşımınızın daha kolay olduğunu biliyoruz. Peki öyleyse neden Taksim?
Taksim çünkü.

Taksim'deki kalabalıktan zaman zaman ben ürküyorum. Siz ürkmüyor musunuz?
Kalabalık içindeki yalnızlıkları destekliyorum. Ürkecek bişi yok.

Kadıköy'de acı tatlı bir çok anınızın olduğunu biliyoruz, Taksim'de de bu böyle mi?
Önemli olan Taksim ya da Kadıköy değil. Önemli olan devletin bekaası ve milletin refahıdır. Döviz girmesi lazım ülkeye, o dövizi ben mi sokucam sanki? Taksim'de benim toprağım, Kadıköy'de..

Kadıköy mü Taksim mi?
Kadıköy.

Anlaşıldı, sizin bug belli oldu. İlk sorulanı cevap olarak veriyorsunuz.
Hayır, eşeğin ziki.. Yani önemli olan bişi yok..

Ben röportajımda hiççilik yaptırmam. Adam olun.
Tamam, Taksim o zaman..

Son olarak Taksim'e bugün çıkacaklar için ne önerirsiniz?
Ilık süt içsinler, yamuk ip atlasınlar, işlerini iyi yapsınlar. Başarı zaten geliyor.

Wednesday, March 21, 2007

öyle tatili ben ne yapayım? yemek?

İskendercilerin yeşil beyaz renkli vitrin panoları iştah açıyor.

Ihlamur caddesi

Adres tarif ederken nelere dikkat etmeliyiz?
Yoldaki çöpe dikkat etmemiz gerekir. Çünkü çöpten kedi çıkar. Üzerimize atlar.. Atlar, atlar kedi bu.

Adresin açık ve anlaşılır olması için ne yapmalıyız?
En az iki sene güzel yazı dersi alınmalıdır. İlkokulda bu ders alınmışsa, tekrar kursa gitmeye gerek yoktur.

Adres bilgisinde cadde ismi yoksa, caddeyi bakkala mı sormak gerekir, manava mı?
Bunun için özel bir tercih yoktur. Ancak emlakçı varsa, en güzeli emlakçıya sormaktır. Bakkal bakkal höntemiyle anlatır çünkü, manavda ıslaktır. Elini kolunu oynattıkça üstünüzü başınızı ıslatabilir.

Son olarak, adres notu elinde olupta yine de adresi bulamayanlara ne demek istersiniz?
Ben gerizekalı demek istemiyorum onlara ama biraz daha dikkat etsinler.

Friday, March 16, 2007

poz

Sirkte risk vardır.
Sirkede kir olabilir ama kesin değildir.

nesir serindir
geniz gizli olabilir.

fasıla asla salınmaz.
karslılar sarıklı olabilirler.

İVEDİ

Fareli köyün kavalcısını seviyorum. Çok güzel bir tamlama. Hem bence kişilik olarakta tamamlamış bir fare bu. Fare bu ama çok şey beklemem kendisinden.

Aynı eve taşınalım dedi bana. Huyunu suyunu bilmediğim fare. Hırlı mı hırsız mı bu fareli köyün kavalcısı, söyleyin bana.. Hazırım her türlü cevaba. Cevabınıza attachment olarak gülen bir fil resmi eklemenizi ve beni 4440909'dan aramanızı rica ederim. Direkt ben çıkıyorum.

Bir de birileri görecek diye ofis ortamında bu yazdıklarımı çok korkuyorum anne.

Wednesday, March 14, 2007

Bilgisayar geğirmesi (harddisk)

Oturup konuşmak mı güzel, kalkıp oynamak mı?
Yerine göre her türlü müziği dinlerim. Kulağıma hoş gelene kadar dinlerim.

Oturup konuştuğunuz inasnlar her zaman arkadaşınız olmak zorunda mı? Anlamıyorum yani..
Geçen gün bankta oturan teyzeyle horon teptik. Sonra bana Avusturya'daki kızının başında çıkan çıbanı anlattı. Beni atlatıp kızını aradı. Kızına beni anlattı. Tele konferans yöntemiyle Avustruyadaki kızıyla dans ettik. Oluyor böyle şeyler.

Kalkıp oynamadan önce tam olarak ne düşünüyorsunuz?
Havuç bahçelerini düşünürüm ekseriyetle.

Otururken oynamayı ve kalkarak konuşmayı ne kadar ilginç buluyorsunuz?
Bence siz çok sıkıcısınız.

O-oooo oooo mastika mastika, sigarası malbora ne anlama geliyor?
Gülüp geçiyorum bu söylentilere, asılsız hepsi. Benim alnım açık, dizim pak. Unlu mamul.

Son olarak kalkıp oynadığınıza pişman mısınız?
Ben hayatta hiç birşeyden pişman olmadım, yalnız bu röportajdan emin değilim.

nuhun ankara

Kola mı ayran mı?
Bence kola. heö şekerli şeyleri severim. hem de ayran uyku yapar.

Her yemekte kola içebilir miyiz? Yoksa ayran daha milli bir içecek mi?
Soru hatalı.

Ayranı herkes güzel yapamıyor. Tortu bırakıyorlar dibinde.
Bu bir soru değil.

Günümüz gençliği neden ayrana hayran kalmıyorlar şaşırıyorum, diyor musunuz?
Ben ayrana ve kolaya eşit mesafedeyim. İkisi de çocuğum gibidir.

Son olarak ayran içtim ayrı düştüm der misiniz?
Ben kola içtim koala biçtim demek isterim her zaman.

Tuesday, March 06, 2007

karşı konulamaz olan ne?

doğadır doğa, heeey..