ladesim lades olsun, türkiye çöl olmadan..

Sunday, December 24, 2006

fairuz manyakların müziği

bronx'a gittim geçenlerde kuzen ve burcu vardı. güzel kadro, nazar değmesin. daha sonra esra (lali) ile zehra geldi. zehra yeni bi kardeşimiz, esra'nın iş arkadaşı. zehra bu da benim blogum.. tanıştınızsa başlayalım.

aslında çokça anlatacak birşey yok, bol alkol ve fairuz derin bulutun seni sevmeyen ölsün yorumu var. kendimi pistin ortasıdna boxout yapıp, müteaahhit zihniyetiyle dans pistinden yer kapattığım anlar var. 10-15 dakika.. iğrenç carlsberg biraları ve pos makinesi bile çalışmayan rezil bir bar var. ama yine de bronx'u özlemişim, o leş halini hele..

bi ara götü yiyen varsa çıksın dedi sahneye fairuz derin bulut basçısı. güzel bir yaklaşım, götü yiyen varsa çıksın saçlarını dağıtırsın rüzgarlara bırakırsın desin dedi. demiş dedi desin dedi. klavyeci kişinin gömleğine hasta oldum, hareketlerini ise özgün ve doğal buldum. hem özgün hem doğal. basçı tam bir şovmen, vokal sessiz ama patlamaya hazır volkan, davulcu bonus model, kanun kasımpaşa hüsnü şenlendiricisi yapısalcılığında, kemanda ben niye burdayım allahım tadındaydı. gayet türk müziği giderken bir ara sahneyle ço uğraştılar, ani bir sıkkınlık ve yorgunluk geldi üzerime.

sonra taksimde "elimde görmekte olduğunuz kürdan sevgili yolcular, götünüze girsin" dediğimi hatırlattı kuzen bana sabah uyandıığımda. hoş bir jest..

itü

tam bir pazar günüydü.. net.. bir de neden yaptığıma bir türlü anlam veredeğim bir sınava girdim, müfettiş yardımcılığı sınavına. rahat battı sanırım, para kazanma dürtüsü gözümü döndürdü, başımı indirdi ve daha bir sürü şey.

500t'ye sabahın 8 buçuğunda binilir de, depresyona girilmez mi? havada allahsız bir yağmur ve kapşon takmaya zorlayan bir dürtme hasılsa hele? otobüsün içi sanayi mahallesigibi kokuyordu. kulağımda 2 haftalık circuit breaker ile sünmüş bir melodinin izini sürüyordum. hazan mevsiminde aşkın karnıbahar hazımsızlığında iç geçirmelerinde boğuluyordum. hayır ulan hayır! kokudan boğuluyordum, muhtemelen hazan mevsiminde aşk ne lan diyecek yanımda oturan kişi, yine takriben 2 haftadır yıkanmıyordu! yıkanın ey halkım..

4leventte indim.. her gün geldiğim yer, pazar günleri daha gıcık. 4 levent aldı bindirdi tahtıravalliye, götürüyor. ben öyle sanmışım. minibüsçüye itüde indir bu maç için kayseriden geliyorum ben dedim. iyi tamam dedi. adamın oturduğu koltuğun arkasındayım. 2 defa da dürttüm, geldik mi hacı dedim. neyse maslağı biraz geçtik. bu yarım ağız ütüsü olan var mı gibi bişi dedi, ben de nası ve niye güvendiysem buna itü demeye çalışmıyor heralde dedim. yola devam ettik. fena halde istinyeye doğru indiğimizi fark etitğim anda, itüyü geçtik mi dedim. e ben dedim ya ütüsü olan var mı gibi bi lafı yineleme gafletinde bulundu. eben dedim, ebeni de al ve sür arabayı ama önce beni indir dedim. cıkcıklarla bıkbıklarla indim karşıya geçtim. gelen ilk minübüse beni itüde indir ama unutma dedim. unutmam ben dedi. görüşürüz dedim. az daha unutuyordu, çok uzattım.

neyse itünün güvenliğinin önündeyim, onlar da bi alem çıktı. elektronik fakültesi nerde dedim, dön soldan ilk bina dediler. döndüm soldan ilk bina mustafa inan kütüphanesi, o sırada da film çekiyolar adamlar. indim daha da aşağıya, hızır gibi bi amca geldi, şahane tarfi etti yeri. elleriniz dert görmesin, allah tuttuğunuzu altın etsin diyorum adama, kendimi stv'deki dizi mağdurları gibi hissediyorum. sonradan sorgu suale falan çekerlerse prim yapayım diye. saati 9:55 ettim bu arada, içeri girdim. sınav salonunu buldum. bi tane gıcık isnan kaynakçısı vırır konuşuyordu. istediğniz sorudan başlayın, bilemediğini geçin, vakit kaybetmeyin diyordu. fesüphanalallah çektim seslice, son zmanalarda volümü ayarlıyamıyorum kuzen bilir bunu, baya bi sesli çıktı ki adam cevap kağıdıma not aldı, kişilik envanterine eksi not verdi. şaka ya şaka, yok ciddi..

yine slak saçma genel kültür soruları çözdüm ama itiraf edeyim bayılıyorum ben bunlara.. zaman akarşı yarışıyosun dam sana 10 dakika veriyo sonra gözünü bozacak ne kadar şekil varsa, bakarken bakarken helezonal sendrom geçiriyosun. çizgifilm gözlü bi adam oluyosun. tip itibariyle tipitipe benzediğim için çokyakıştı bana da.

sınav bittiğinde eve gittim ve gerekli açıklamaları yaptım. ayrıca burcuyla konuştum haberler iyi..

Friday, December 22, 2006

deniz öyküsü

balıkçı suya atlamış, balığı elleriyle yakalamakmış derdi.. bunu gören balıkçıl kuş gülmüş. bunu bir tek ben yapabilirim. hö diye başını kaldırmış sudan balıkçı, ulan demiş, ulan belki yöntemim yanlış ama yanlışlar doğrulara ulaşmak için araçtır lan demiş. araçtır deyyus diye devam ediyormuş. balıkçıl kıçını dönmüş balıkçıya, kıçında aşınmadan kaynaklı yaraları göstermiş. stresten çıktı ağabey demiş, et bulma dünyası işte demiş. demiş bunları birbir.. balıkçı dönmüş şey demiş, sen kafanı suya gömüp balık avlayabiliyosun ama olta tutup balık avlayabiliyo musun demiş. bozulmuş balıkçıl kuş, yeteneksiz hissetmiş kendisini. hüzün benim göbek adım demiş peşisıra. sonra peşisıra üzgün böceğin karnı kaşınır, stresli padişahın seferi hayırsız olur, kaygılı yoğurt ekşir demiş.

inanamamış balıkçı ama etkilenmiş. bu arada çok kötü balık avlıyordur balıkçı.

yağ

kuzu şiş sendikasında adamlarım var. yaşatmam sizin gibi işverenleri bilesiniz. benim diğer kebapta adamlarım var. hayır karnım acıkmadı, her cümlenin içinde mangal kokması, et kokması, soğanlara yatmış bifteğin azıcık yanan kenarından akan yağ, bunlar benim kalemim değil.. hayat bu kadar adil değil, çöp şişin yendiği umut ocakbaşı güzel bir yer. sendika da buraya bağlı zaten. dur anlatayım. hayır acıkmadım tekrar söylüyorum. zaten acıksam da bunları yememem lazım. 121 kiloyum ben. karnımda da göbek pamukları var. göbek pamuk

dün milliyet basında güven demiştim. banu güven'in kocasıdır kendisi. bunu da eklemek istiyorum.

artık nereden hangi dereden ne getiren van vonderen ise, çıksın gelsin ve bugün bitti, bugünü kapatıyoruz.. kepenki indiriyoruz desin..

bronx'a akbil basmakla ilgili olayı bugün deneyeceğim.

marul

beymen mercimek köftesini eklemiş ilkbahar yaz koleksiyonuna. mudo kısır yapmış getirmiş. collezione ablasını evlendirmiş halepte. zeki triko'nun sivilcesi çıkmış, sıktırmaya gelecek bana. metro canavarını da seren serengil ile görmüşler. breatney spears akşama dvd alalım mı dedi bana, yüz vermedim.

bornozlu köyü ihtiyar heyeti

habeş

habeşistanlı köylüler şimdi ne yapıyorlar acaba? habeşçe mi konuşuyorsunuz lan? çakallar sizi.. ağzımı bozdurmayın lan benim.. türkiye lan burası, benim hayalim ayrıca bu.. türkçe konuşun anlamıyorum, nolur habeşçe konuşmayın.. anlamıyorum bir şey. ben hiç bir şey bilmiyorum.

Thursday, December 21, 2006

merhum adayı kurşun kalemim için

kurşun kalemim için çok acil kurşun grubu rh farketmez maden aranıyor. maden vermek isteyenler beni bu blog'dan arayabilirler. maden vereceklerin periyot cetvelini bilmesi tercih sebebidir. milliyet basında güven.

ekli liste

İyi çalışmıyor Volkan Bey,

Ekli listede şubemize ait sorunlu firmamız bulunmamaktadır. Sorunlu olan sizsiniz, bırakın artık bizimle uğraşmayı. eşek misiniz ayrıca, arkadaşlarla bunu da merak ettik. bize mail sonlarına iliştirilmiş ai ai sesleri çıkartabilir misiniz?

Volkan Bey, ekli listede çocukluğunuza dair utanç duyduğunuz anlar mevcuttur. Konuyla ilgili genel müdürlükle görüştük, onay aldık. Bunları bir bir yayınlayacağız. Görüşünüzü almak istedik. eşek olduğunuz konusunda derin hisler besliyoruz ancak..

Derin saygılarımızla
i.ç. tşk. a.k. ai. ai.

Saturday, December 16, 2006

fikir

öğlen içkisi öğlen uykusu kadar tatlı..

Thursday, December 07, 2006

türkçede her şarkı vincente del bosque şeklinde söylenebilir.

dünürüm geldi geçen marsilyadan
bana halı getirmiş, dedim deli misin sen ya, sen deli misin, burda halı yok muydu dedim..
bozuldu ses etmedi bu, free shop'tan aldım dedi, dünürüm dedi..
sırafelfiler muhtarına gittik dünürümle, serdik halıyı muhtarın önüne..
muhtar dedi kaç para istersiniz?
biz dedik, para mara istemeyiz.. yolları genişletin yeter. sırafelfiler çok dar, yürünmüyor akşamları..
peki dedi muhtar aldı halıyı, attı cukkaya.. yolları genişletmek boynumun borcu dedi.
dünür bozuldu tabi, halıyı jediye getirdim niye elalemin muhtarına peşkeş çekiyosun dedi.
marsilyalı bir kadın bulmuş, onla evlenmiş, burnu ve götü kocaman olmuş ama..
dünürüm geldi marsilyadan, çok sevindim ani ve keyfelliden.
muhtar aradı neyse uzatmıyım.. bi ara görüşelim de benim evde kıyma yiyelim dedi.
allah allah dedim, olur olur dedim sonra, anlaştık kapattık..
ertesi gün benim dünür aradı, şaka yaptım ben sana dedi.. aldığım halı bünyan halısıydı, muhtar sırafelfiler muhtarı değil dedi, benim ortaokuldan koro arkadaşım dedi. böyle dedi dünürüm.

sıkıntıdan kendimi sikicem şimdi.