ladesim lades olsun, türkiye çöl olmadan..

Wednesday, November 22, 2006

honolulululuk

Takdir edenler olmasaydı, takdir edilenleri kim takdir ederdi ya da bana arkadaşını söyle sana arkadaşının kim olduğunu söyleyeyim.

2+2=4 bazen sinir edebilir..

Ama bu takdir edeneler/edilenler konusu bizi savaş ay'ın dallama programı tartışmalarına götürebilir. mankenden sanatçı olur mu, oyuncu olur onu geçtik, sanatçı olur mu?

takdir sizin..

Wednesday, November 08, 2006

vakit yok..

güzel bahane.. aslında eve gidince garden state izliycem, kaan arslanoğlu okuycam ya da yeni bir öykü yazıcam demenin fikri güzel bence.. bunların hiçbirini yapamıyorsun. ancak güzel geçecek zamanları hayal ederek, hayallerini 1 gün daha erteliyorsun. hayallerime bakın, korkunç..

vakit yok, hakaten de yok.. okul var mesela, derse gitsen bi dert, gitmesen bi dert.. assan vicdan azabı, gitsen yorgunluk bıkkınlık.. vakit kalmıyor kendine..
bik biklerde inicem ben, dur şöyle köşede..

uyuma problemini aşmak üzereyim. çok yorgun ve bıkkın kalkmıyorum en azından eskisi gibi.. bu iş daha sakin, daha az insanla uğraşıyorum. sakinliğime ilaç gibi.

bugün şimdi kalksam himalayalarda kar topu oynamak istesem, bunu yapacak vakit yok. tüh tüh..
bugün şimdi kalksam gitsem esenler otogarına, orada yatacak yerim yok. otobüste kestirdim ben, sağolun almayayım..

boğazın ortasında, bir takanın içinde karadenize doğru gidiyorum. vakti dondurdum, formayı kapının arkasına astım. üst kimlik baki, alt kimliğim ötelenmiş. güzel bir öğle vakitsizliğinde, zamanın huzurlu babacan kollarına kendimi bırakıyorum. bu da bir hayal işte.. kaan arslanoğlu'dan vazgeçmek yok.